Gerçek adı Mohandas Karamçand Gandi’dir ancak kısaca Mahatma (yüce ruh) Gandhi olarak bilinir.
O, hayatında sadece iyilik bakış açısı ile , mütevazılığını yaşam üslubu haline getirerek, kendi varoluşundan başka hiç bir güce ihtiyaç duymadan, kimseye zarar vermeden, kimseyle savaşmadan da bir çok zafer kazanılabileceğinin, bunun bir hayat duruşu olabileceğinin baş kanıtı oldu. İnsanları, dini ve ırkı ile ayrıştırmadan, hep birlikte huzur ve barış içinde bir dünyada yaşamanın mümkün olabileceğini kendi yöntemleri ile herkese göstermeye çabaladı.
Kaynaklar O’nun yaşam üslubunun 4 temel bölümde değerlendirilebileceğini söylüyor. Bunlar çok açık ve birbiri ile de bağlantılı olarak, insanlara kendine güvenmeyi aşılamak, daha fazla ahlaki davranışlar sergileyerek toplumu da olumlu yönde etkileyecek değişiklikler yaratabileceğimize kendimizi ikna edebilmeye dair alanlar içeriyor.
* Ahimsa (Şiddetten uzak durmak)
* Sarvodaya (Topluma adanmışlık)
* Satyagraha (Ruhun gücü)
* Satya (Hakikat arayışı)
Gandhi , adaletsizliklere karşı her daim ayağa kalkmış, bunu da tüm dünyaya kendisiyle özdeşleşen, pasif direniş yöntemi ile göstermiştir. Pasif direnişi bir hayat felsefesi olarak benimseyen Gandhi, bu eylemini yaşamı boyunca farklı şekillerde hayata geçirmiştir. Bu felsefenin temelinde şiddetsizlik vardır. İnsanlar, haksızlığa uğradıklarını düşündükleri konularda, adaletin sağlanması için hukuksal haklarla sonuca ulaşamadığı durumda, konuya tepkilerini hiç bir şiddete başvurmadan; ancak suç sayılan bir eylemi gerçekleştirerek ve sonrasındaki cezayı da kabul ederek, pasif direniş yöntemini kullanarak (sivil itaatsizlik ) adaleti sağlamaya çalışmışlar.
Gandhi’nin felsefesini anlamak için Satyagraha‘yı anlamamız şart. Bu kavram insanın kendi içerisinde tutarlılıkla, yargılardan arınmış olarak yaşamını sürdürmesini ve hakikatin yol haritası olarak benimsenmesi gerektiğini söylüyor.
Satyagraha ; 20nci yüzyıl başlarında Gandhi tarafından geliştirilen bir akımdır ve günümüz Hindistan’ının bağımsızlık mücadelesinin temeli buna dayanmaktadır. Felsefenin en büyük öğretisi, herhangi bir kötülüğe karşı aktif olarak duruş sergileyip , kararlılıkla ama şiddete başvurmaksızın direnmektir. Doğruyu ilke edinerek ve ona tutunarak, aynı zamanda doğru olanı da yaşayarak ve şiddet kullanmadan hakkını arayan bir öğretidir. Adaletsizliğe karşı direnişin, kan dökerek değil barışçıl eylemlerle de olabileceğinin bir nevi ispatıdır. Satyagraha felsefesi dünyada her kültüre uyarlanabilir.
Dinleri ve dilleri ötekileştirmek, dışlamak, insanlar arasına duvarlar, sınırlar koymak dünyada öfkeyi ekip, şiddeti biçmek anlamı taşır ve bunun da kazananı olmayacaktır.
İnsan, zihninin içinden şiddet duygusunu çıkarıp, yerine bu yolda en temel ihtiyacımız olan sevgi, saygı, barış ve anlayış ilkelerini ekersek, insan varoluşundaki kendi gerçekliğini aradığında, artık doğru sezgiye ulaşır ve olanı bilinçle okuyabilir hale gelir. Bu da onun yol haritasını sağlıkla belirlemesini sağlar. Bundan sonrasında da başına gelen her kötü durumda, içinde şiddet barınmayan bir bilinçle yaklaşım gösterip, kendini barışa ve sevgiye adadığında, mutlak başarıya ulaşacaktır.
Gandhi’de bu felsefesi ile bir çok direnişte başarıya ulaşmıştır.
Bunlardan bir tanesi, Afrika’da avukatlık yaptığı zamanlarda orada yaşayan göçmen Hintlilere karşı yapılan zorbalığa karşı bir eylemde bulunmasıdır. Sınırdan izinsiz girilmesini hapisle cezalandıran hükümete karşı, tüm insan guruplarını sınırdan sürekli giriş çıkış yapmaya teşvik eder , çok fazla kalabalığın sınırı ihlal etmesi sebebiyle bir süre sonra herkes cezalandırılır ve hapishaneler dolmaya başlar. Hükümet bu doluluğa çare bulamadığı durumda pes eder ve hapis cezası ortadan kaldırılır.
Bir başka sefer ülkesine döndüğünde İngilizlerin istila ettiği Hindistan’da, tuz yapımını yasakladıkları için Gandhi kitleleri yine arkasına alıp, deniz suyunu buharlaştırarak tuz üretir ve yasağı sembolik olarak deler. Sonucunda da tutuklanıp hapse girer ancak halk kendileri için yaptıklarından ötürü Gandhi’yi kahraman olarak gördüğü için aynı eylemi bu sefer kitlelerle birlikle tekrarlamaya karar verir ve hükümet onu serbest bırakmak zorunda kalmıştır.
Gandhi bu duruşunu bütün yasaklara karşı sergilemiştir ve onun liderliğinde sivil itaatsizlik yöntemi ile sonunda Hindistan bağımsızlığını ilan etmiştir. Onun sayesinde bir çok haksız yasa iptal edilmiştir ve O dünyada büyük bir insan hakları savunucusu olmuştur.
Gandhi , büyük seslerle bağırmadan, kavga etmeden, savaşmadan da kendini bir dava uğruna adayarak, insanlara haklılıklarını gösterebileceklerini, tek başına bir duruş sergileyerek de tüm dünyaya adaletin kendisi olmayı ve bu duruşla aynı zamanda bütüne de büyük katkı sağlayarak yaşanabileceğini gösteren ve insanlığa büyük bir ilham olmayı başaran en önemli liderlerden biri olmuştur.
Satyagraha’yı benimseyerek , her türlü zorluğa rağmen bu direniş sayesinde pes etmeden, dünyasal hiç bir güce ihtiyaç duymadan, sadece kendine inanarak ve içinde şiddet barındırmadan da mücadele edilebileceğini ve bu mücadeleden yenilmeden, onurla, dimdik ve kazanarak çıkılabileceğini göstermiştir. Irkçılık konularında da bir çok büyük lidere ilham kaynağı olarak adını tarihe ve kalplere yazmıştır. Şimdi insanlara sadece o günlerde değil, hala bilgece ilham olmaya da devam ediyor. Bu bilgelik ancak onun düşünceleri, tecrübeleri, yaptıkları incelenip anlaşıldıkça yaşar ve yaşatılır hale gelebilir.
Adaletsizlikler ve eşitsizlikler dünyasında bir duruş sergilemek isteyen, anlam arayışındaki tüm insanlığa hayat dersidir Gandhi !
Onun bilgeliğinden her birimizde bir parça tat kalsın diye, yaşam üslubumuza belki ilham olur diye, bir gün hiçbir şeye ve hiç kimseye öfke duymadan, kimseyi yanlışlamadan, dünyaya ve topluma tepki değil etkili bir insan duruşu sergileyebilmek için bazı sözlerini buraya bırakalım, kim isterse alıp yaşam kesesine koysun diye ….
…………………..
“Tüm insanlık tek bir ailedir.”
“Her sabah kalktığım zaman kendi kendime şöyle söz veririm: Dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım. Kimsenin haksızlığına boyun eğmeyeceğim. Adaletsizliği adaletle yıkacağım ve mukavemet etmekte ısrar ederse onu, bütün mevcudiyetimle karşılayacağım.”
“İnsanlığa olan inancını yitirmemelisin. İnsanlık bir okyanustur. Bazı damlalar kirli diye okyanus kirlenir mi hiç…”
“Göze göz, dişe diş düşüncesi bütün dünyayı kör edecek.”
“Keyif zaferde değil; asıl mücadele, girişim ve çekilen ıstıraptadır.”
“İki tür güç vardır: Biri ceza korkusuyla, diğeri ise sevgi eylemleriyle elde edilir. Sevgiye dayalı güç, ceza korkusundan daha etkili ve kalıcıdır.”
“Azınlıkta olsan bile, gerçek değişmez.”
“Ahlak, her şeyin temelidir ve hakikat ise ahlakın özüdür.”
Kaynak :
- Bir Özyaşam Hakikatin Peşinde Başımdan Geçenler
- Gandi'nin Tutkusu-Mahatma Gandi'nin Hayatı ve Mirası
- Satyagraha Felsefesi makaleleri
Sağlıcakla
Aynur Görmüş
-derki.net Temmuz 2020 sayısında yayımlanmıştır-
Comments