top of page

103- Senin İçin-1

Güncelleme tarihi: 24 Şub 2023

Sevdiklerimize her daim sevgimizi hissettirip, onurlandırmak ne güzel bir SEÇİM’dir!

Zaman varken keşkelere düşmemek, kırıp dökmemek için kibirsizce ve nezaketle yaşayabilmek, illaki sürekli haklı olma telaşından az biraz uzak durabilmek, önce iyi bir insan olabilmeyi referans alarak, her seçimimize, her günümüze samimiyetle, şefkatle, her canlıyı sevmeye niyetle uyansak, uyanmayı seçsek... Çünkü malum, yaşam bir nefes kadar uzun; sevdiklerimize iyi gelelim, henüz söyleyebiliyorken sevdiğimizi söylemekte cömert olalım.


Kaybettiklerimiz içinse acılarımızı da yasımızı da layığı ile yaşayabilelim, buna izin verelim, kayıplarımızı güzel dileklerle, dualarla, sık sık ruhlarını onurlandırarak analım.


Herkes başka bir şekilde geçiyor yaşadığı acının içinden, kimisi fazla kalıyor orada, kimisi bir yol buluyor yeniden anlam bulmaya. İlla üzerine kolay ya da zor sıfatı koymaya ihtiyaç duymadan, önce hissettiği gibi duygularına sahip çıkabilse keşke. Hem kendi düşüncelerimize, hem de dışardan gelecek yorumlara yüklediğimiz anlamlara biraz olsun ara verebilsek mesela. Bu süreçte yapabileceğimiz en büyük fayda sanırım önce kendi duygularımıza ve herkesinkine dair şefkatle yaklaşmak, kabullenmek. Zamanla duygular boyut da değiştirecek, göreceksin.


Ama unuturum diye korkma,

unutmak diye bir şey yok!


Bu süreçte kendimizi suçlamak da başkalarına öfkelenmek de doğal, buna da sahip çıkalım, kucaklayalım ama uzun süre burada takılı kaldığımızda bu acımızı daha çok besleyecektir. Çünkü yasın da sağlıklı bir süreci vardır.


İyileşmek,

yeniden yeşermeyi,

yeniden gülebilmeyi istemek

suç değil, ayıp değildir!


Her canlının sevme biçimi, acı çekme, üzülme, üzüldüğünde tepki verme, yasını tutma şekli de tıpkı hepimizin evrendeki biricikliği gibi kendine özgüdür. Bu bağlamda ortak duyguda birleşeceğimiz en önemli şey ise çoğu insanın acılarını paylaşma ihtiyacıdır sanırım. İnsan acıları paylaştıkça hafifleyen olur.


İnsanların çoğu teselli etmek adına bir şey söylemek zorunda hissedebilir kendini ve tamamen iyi niyetle, yol yordamı ile birbirine iyi gelmeye çabada olabilir. Kendisinin deneyimlemediği bir şeye dair yorumda bulunmak, teselli vermek iyi de gelmeyebilir. Kendisi tecrübe etmiş olsa bile herkesin onunla baş etme iradesi de farklılık gösterebilir.


Önemli olan, kimseye ahkam kesmeden, acıları başkalarınınki ile yarıştırmadan, körüklemeden de ama elbette yok da saymadan, o yası yaşamasına engel olmadan, sürekli bir umut verme çabasına düşmeden, geçecek demeden, öylece sessizce dinleyebilmek, sadece deneyimine tanıklık etmek sevdiklerimize verebileceğimiz en güzel şifadır belki de. Çünkü çoğu zaman anlamak, hissetmek mümkün bile değildir, belki en fazla duymayı deneyebilirsin ya da niyet edersin.


Kısacası hiç bir yorum yapmaksızın bazen sadece ‘senin için yapabileceğim her hangi bir şey var mı?’ demek bile yeterli gelir.


“Sesini duyuyorum,

Seni görüyorum,

Acını önemsiyorum

Seninleyim!”

Çünkü birbirimizin acılarını anlayabildiğimiz kadar insan kalabileceğiz. Şifalanmak için herkesin ihtiyacını duymak ve sesizce sevdiklerimize iyileşmesi için de alan açmak, izin vermek gerek.


Sağlıcakla

Aynur Görmüş





bottom of page