Yargılamayı neyle yok edebilir insan sence?
Empati duygusunu geliştirmeye çalışarak nötrleştirmek mümkün bence.
Bunlar birbirinin zıttı da değildir, bütünüdür aslında. Biri varsa öteki ile dengede kalabilir insan zihni. Düşüncelerimizi kontrol edemeyiz evet ama farkındalıkla ne düşündüğümüzü görerek, hemen onu dengeleyecek düşünceyi çağırmaya çalışabiliriz.
Japonların çok sevdiğim bir atasözüdür; “Bir başkasının ayakkabısını giymek” sözü. Kimse hakkında yorum yapmadan kendimizi onun yerine koymak anlamına gelir.
İnsanlarla olan iletişimimizde çoğunlukla empati kurmak yerine fikir yürütmeyi, ben olsam böyle yapardım demeyi, yargılamayı seçeriz.
Birçok zaman insanlara öfke saçar, şikâyet ederiz, öyle olmalı, böyle yapılmalı diye diye negatif düşüncelerle doldururuz zihnimizi, bu da bir süre sonra mizacımız olur.
Oysa bizim eleştirdiğimiz şeyin gelişimine ya da değişimine bu düşünce biçimiyle bir katkımız olamaz. – meli -malı’lar yaşamımızı ele geçirir.
Peki ben ne yapıyorum demeyiz?
Bizim düşünce biçimimiz gibi düşünmeyen ya da davranmayan olunca negatif cümlelerle, yargılarla geri bildirim veririz.
Oysa karşımızdaki gibi düşünmediğimizde ve yargıya düştüğü anda zihnimize hemen “başkasının ayakkabısını giyme” deyimini hatırlatmaya çalışalım.
Dertlerimizde eşsiz olmadığımızı bilerek, karşımızdakinin koşullarını yaşamadan eleştirdiğimiz davranışın motivasyonunu anlayamayacağımızı hatırlatarak, anlayamasak bile en azından yargılamamayı pratik etmeye çalışsak.
İnsanı yargılamadan önce, davranışını yaratan duygu ve düşüncenin, koşullarının ne olduğuna bakabilmek, empati duygusunu çok kolaylaştıran bir formül aslında.
Yargıladığını anladığın an, düşünmen de gereken;
· O, bu dünyayı hangi gözle görüyor acaba?
· Yaşanan olaya nasıl bir tepki veriyor?
· Ne yaşıyor ve ne hissediyor olabilir acaba?
Çünkü herkesin yaşama bakış açısı, niyetleri, tepkileri, değerleri, öğrenme biçimleri, yüklediği anlamları farklıdır. Ve bunun içinde kimseyi suçlayamazsın.
Senin başkasına dair yorumun seninle ilgilidir. Karşındakinin öyle olduğu anlamına gelmez, senin doğrularına, senin inanç kalıplarına göre o böyledir diye yargıya vardığında bu yargı senin yorumundur, onun öyle olduğu anlamına gelmez.
Tam da bu anda aslında sen kendinle yüzleşip kendine dair bir farkındalık yolculuğu yaşayabilirsin? Rahatsız olduğun olanda neler seni rahatsız etti?
Niyetin karşındakini anlayama yönelikse eğer, o zaman;
· Onun yaşadığını sen yaşasaydın, o koşullarda sen olsaydın ne yapardın?
· Onun gibi hissetmeyi denediğinde duygun ne oluyor?
Sorularına cevap bulmaya çalışacaksın.
Burada en önemlisi kendi yaşam koşullarınızı, kendi değerlerinizi bir kenara koyup onun koşullarıyla değerlendirmeyi en azından denemek, sizi yargıladığınız kişinin motivasyonunu anlamanıza yardımcı olacaktır.
Bunu yazılı olarak sık sık çalışmanızı, sonucunda da o kişilere karşı düşünce biçimlerinizin biraz olsun değişmeye başladığını görebilirsiniz.
Bir süre sonra anlayacaksın ki; dünya senin gördüğün gibidir ya da sen böyle olduğun için dünyayı böyle görüyorsun.
Düşünce biçimimiz bizim yargılarımızı yaratandır. Niyetini karşındakini anlamaya ektiğin zaman, emin ol biçtiğinde iletişimi kuvvetli bir insan ilişkisi olacak. Heybende hoş görüler biriktirecek, bol bol savuracaksın çevrene, zihnin de bunu deneyimlemekten oldukça mutlu kayıtlar oluşturarak tekrar tekrar kanıtlar toplamaya odaklanacak.
Sağlıcakla
Aynur Görmüş
コメント