top of page

Yaşamla Uyumlanmak (Ekim derKi 2021'den)

Güncelleme tarihi: 7 Mar 2022

Sistemin ve doğanın getirdikleri ile yaşamla uyum içinde yolculuğumuza devam edebilmek için hayatlarımızda bazen bizim seçimlerimizle bazen de zorunlu koşullardan dolayı değişmemiz ve yeni bir yaşam biçimi oluşturmamız gerekebilir.


Bu değişim zamanlarını yönetmek ve uyum göstermek de çok kolay olmayabilir.


Herhangi bir sorunla karşılaştığımızdaki olan ’a bakış açımız ve çözüm arayışımızdaki davranışlarımız genelde her seferinde benzer şekilde tepkilerle olacaktır. Oysa sürekli benzer tepkilerle yani aynı düşünce biçimi ile sonucu değiştirmemiz ve farklı bir deneyim yaşamamız pek olası değildir.


Bakış açımızı ve bugüne kadar öğrendiğimiz düşünce biçimlerini değiştirebilirsek, çözümün kaynağında kalmak ancak mümkün olabilir.


Olanları sağlıklı bir bakış açısı ile karşılayabilmek için kararlılıkla, sabırla, sükûnetle, adanmışlıkla, pes etmeden ve direnç göstermeden bir yaklaşım sergileyebilmek, soruna değil çözüme odaklanmamızı sağlar. Bütün bu tutumların sonucunda biz istediğimiz sürece çözüm hep mümkün olacaktır.


Peki düşünce biçiminin genelde neye yatkın olduğunu nasıl anlayacaksın?

  • Genelde çözüme mi, probleme mi odaklısın?

  • Geleceğin için kaygıyla mı yaşıyorsun, şu an’ ın şükründe misin?

  • Hayatın getirdikleri senin ritminde olmadığında öfkeli ya da çok isyanda mısın yoksa kabul edip içinden geçenlerden misin?

  • Sürekli tekrar eden ama çok da hoşlanmadığın deneyimlerin var mı?

  • Geçmişine dönersen, genelde yaşamda sen de iz bırakan, seni rahatsız eden deneyimlerinde nasıl tepkiler ile yaşama kendini sunmuştun?

Kısacası beklenmedik durumlarda, genelde nasıl tepkilerle bu olanları karşıladığına, davranışlarındaki alışkanlıklarına bakmakla başlayabilirsin!


Öncelikle yaşadığımız zamansal evrende gerçeğin ne olduğunu, yargısızca ve geçmişinde öğrendiklerinle eşleştirmeden yorumlamak, fark edebilmek ve tepkilerini kontrol edebilmek çok önemli.

Kolay mı, elbette değil, zaten kolay bir şey yoktur. Değişim dediğimiz şeyse oldukça sancılı olabilir, sonuçta her şeyden önce bir efor ister, hali hazırda alıştığın bir davranış biçimi daha güvenli, kolay gelebilir ama unutma aynı şeyler farklı sonuç getirmedi! Getirseydi yaşamında bazı şeylerden rahatsızlık duymaz ve değişim arayışına girmezdin, bulunduğun dünyanda da çok mutlu olurdun, doğru mu?


Yanlış gittiğini düşündüğün ve seni rahatsız ettiği, yaşamında olmasını istemediğin halde sürekli tekrar eden şeyler var mı, bir düşün bakalım?


Kabul ediyorum; her zaman sakin kalıp, olayı analiz edemeden tepkilerimizi zaten çoktan vermiş olabiliyoruz. Genelde de düşüncelerimizi davranışlarımıza dilimizden, bedenimizden dışa vurduktan sonra pişmanlıklar yaşıyoruz ve sonuçlarından bir süre sonra mutsuz olduğumuzda fark ediyoruz.


Ama bunun gibi durumlar için; öncelikle elimizde nefes gibi kuvvetli bir kaynağımız varken ve zihnimizin o yorumları yapmasından hemen önce bunu kullanabilirsek, sakin kalmayı deneyebiliriz. Zihnimiz, geçmişte inandığı kayıtlara göre olan’ı yorumlar. Bunu yargıya düşmeden önce görebilmek çok kıymetlidir. Yargılamamak kolay değil diyebilirsin; o zaman yargıladığını fark ettiğin anda da kendine gelme ritüeli oluştur ve zihnindeki geçmiş deneyimlerine bakmadan sadece bu olan’ a odaklanıp bir geride dur ve dışardan bak, anlamaya çalış, anlam yüklemeden, hikayeler yaratmadan. Ya da tepkilerini çoktan vermiş olsan bile sakin bir zaman da kendinle kalıp seni neyin bu tepkiyi vermeye sürüklediğine odaklan, emin ol sebep asla olan olmayacak. Olanın sen de yarattığı