top of page
Yazarın fotoğrafıAynur Görmüş

Kitaplardan Öğreniyorum


Birçok insan “boş zamanlarında ne yapıyorsun” ya da “hobilerin nedir” sorusuna “kitap okuyorum” diye cevap verir. Kitap okumak bir hobi olmamalıdır. Hobi kendi alanınız dışında kalan zamanlarda, insana zevk veren, kişiye özel ve bir yeteneği geliştirmek için yapılan bir aktivitedir.


Oysa kitap okumak boş zaman doldurmaz, herhangi bir yetenek gerektirmez ve kişiye özel bir şey de değildir. Bu sebeple okumayı hobi olarak değil, bir ihtiyaç olarak görmeli, okuduğumuz şeyleri de zihnimizin ihtiyacına göre belirlemeliyiz. Sadece okumak da değildir mesele, anlamak ve anlatmaktır, hayal kurmaktır, kendi zihnimizden başka zihinlere yolculuk edebilmektir, başka hayallere ortak olmak, başka yaşanmışlıklardan öğrenimler edinmektir.

Geri kalmış toplumların en büyük sorunu eğitimsizliktir. Kitap okumak en etkili eğitme ve öğrenme biçimidir. Okuma alışkanlığı kişilerin kendisi için edinilmesi gereken bir alışkanlık, büyük bir ihtiyaçtır.


Günlük yaşamın stresinden, karmaşasından biraz olsun uzaklaşabilmek için her birey kendi yeteneğine en uygun hobiyi belirler. Oysa kitap okumak bir yaşam biçimidir. Bunun için boş zamanlar değerlendirilmez, zaman yaratılır, insanın rutini olmalıdır. Dünyada yapılan araştırmaların sonuçlarına göre kitap okuyan toplumların gelişim ve kültür seviyeleri oldukça yüksek, olaylara bakış açısı, gösterdiği tutumlar genelde yapıcıdır. Kitap okumak ruhumuza iyi gelen bir ilaç gibidir. Kitap okuyan insanların umutları vardır her daim.


Okumak elbette sadece stresi yönetmemize yardımcı olmaz, kelime dağarcığımızı da geliştirir. Türkçede 100 binden fazla kelime bulunmasına rağmen günlük hayatımızda konuşurken ortalama 300-400 kelime kullanırız. Kitap okuyan insanlarda bu çok daha fazladır. Dilimizin zenginliği iletişime geçtiğimiz insanları etkilemede, kendimizi doğru ifade etmekte çok büyük önem taşır. İletişimi kuvvetli olan insanlar sosyal ve iş yaşamlarında da başarıyı ve tatmini daha kolay yakalar.


Yaratıcılığın en büyük etkenidir kitap okumak, kim bilir ne hayallerle yazılmış onca roman bizi de çekip içine alır, hayal kurmamızı geliştirir, zihnimizi süsler, o anda kalmamıza yardımcı olur, haz alma duyularımızı geliştirir.


Hayat sadece kendi yaşadığımız tecrübelerimizden ders çıkaracak kadar uzun da değildir. Kitaplar biz yaşamasak bile hayatı farklı düşüncelerden, farklı bakış açılarından öğrenme şansını verir bize. Yol gösterir, eğitir, öğretir.


Yaşlanma ile ortaya çıkan hafıza sorunlarının çözümü için zihnin sürekli aktif tutulması ve sürekli egzersiz yapılması gereklidir. Okumak bu konuda da en etkili yollardan biridir. Mesela uyumadan önce kitap okumak insanı rahatlatır ve derin uyku uyumaya sebebiyet verir.


Fikir zenginliği verir kitaplar; kendimiz gibi düşünmeyenleri de okumak, anlamaya çalışmak, farklı fikirleri ile zenginleştirir dünyamızı.


" Tek bir kitabın adamı olmaktan kendini koru." “D'israeli”


Bir kitap okuduğumuz zaman, onun yazarıyla sohbete dalmış oluruz. Bize yazarın düşüncelerini aktarır; biz de o fikirleri zihnimizde düşünür, sorgular, kabul ederiz veya reddederiz ki böylece biz de düşünmeye başlarız. Soran, sorgulayan, kendini daha rahat ifade edebilen, sorunlarla iletişim kurarak başa çıkabilen, çok yönlü düşünebilen ve çevresini de etkileyen insanlardır okuyanlar.


Çocukken öğretmenlerimiz yaz tatillerine girerken ödev olarak kitap okumayı verdiğinde belki de bir çoğumuz hoşlanmazdık di mi? Çünkü buna ödev dendiği anda dayatılmış bir durum ortaya çıkardı. Oysa ödev verilmesi yerine hedef kitap okumak olsa ve özendirilse…Çocuklarımızın öğrenmelerini istediğimiz birçok şeyi onlarda zaten var olan doğal merak duygusu ile destekleyerek kitap okumaya heveslendirsek ve eğlenerek öğrenseler… Çocukların başarısında ödevin bilimsel bir kanıtı olmamasına rağmen, kitap okumanın başarıya katkısı üzerine bir sürü araştırma mevcuttur. Her akşam ailecek evde çocuklarla yapılacak 20 dk kitap okuma seansları bile aşırı teşvik edici olacaktır.

Kitaplar en iyi dosttur klişe bir söz değildir benim için, daima içselleştirerek söylerim. Kendimi bu yüzden hiç yalnız hissetmem, nereye gidersem gideyim bana hep yanımda eşlik eden en samimi dostumla birlikteyim hissini verir. Hiç sıkılma şansın olmaz kitapların yanındaysa. En keyifli anlarımdan bahsederken her zaman aklıma ilk gelenlerden olur kitap okuduğum zamanlar. Dinginlik istediğim anlar genelde beni hiçbir şeyin bölmesine izin vermeden, saatlerce hikayelere dalıp gitmek istediğim anladır. En sevdiğim hediyedir kitaplar hem alması hem de hediye etmesi…Okuduğum kitaplar hakkında konuşmanın, tartışmanın keyfi ise bambaşkadır. Kitap okuyan insanların çevresi de okuma sevgisinden nasibini alır daima.


Bazen bana “emekli olunca zaten yapacak bir şey yok, o zaman bol bol okuruz” diyorlar. Ben de o zaman diyorum ki; bu kadar faydayı öteleyerek, bütün bu hazlardan bugün kendini mahrum ederek yaşamanın anlamı var mı? Bilgi, haz, gelişmek, öğrenmek, hayal kurmak, tecrübe edinmek, iyileşmek, iyi insan olmak, hepsi bugün lazım, gelecek de değil ki. Tıpkı her şeyde olduğu gibi sadece şu an var, gelecek ise belirsiz, üstelik geleceği şekillendirmek de bu ana bağlı.


Mesela ben her zaman düşünürüm; hayatımla ilgili olarak bildiğim her şeyi, kitaplardan öğrendim gibime geliyor.


“Montaigne” şu sözü de benim düşüncelerimi destekleyen biçimde


"Ben kitaplarımı değil, kitaplarım beni ortaya çıkarmıştır."


Bir de “boş zamanım yok” vardır. İş sonrası tv karşısında çoğu zaman amaçsızca boşa geçirilen boş zamanlar vardır. Uçağa, otobüse, trene bindiğimiz ulaşım için geçirilen boş zamanlar. Herhangi bir yerde bekleme zamanları, yatmadan önce her gün sadece 10 sayfa bile okuyabileceğimiz zamanlar. En kolay yöntem çantada, arabada, evde sehpanın üzerinde, ofiste masada her yerde bulundurduğumuz bir kitap 10 dk boşlukta bile okunabilir.


Okuma alışkanlığı edinebilmek zordur. TV insana her şeyi hazır sunduğu için kafayı yormaz, izler, çoğu zaman düşünmez, geçersin, zaman öldürürsün.


Kitap öyle değildir; istediğiniz yerde okumayı bırakıp okuduklarınız üzerine düşünebilir, kafa yorarsınız. Okuyabilmek, sanatların en zoru ama en güzelidir. Okumak bir amaç değil, araçtır. Amaç sonunda bilgi edinmek, fayda sağlamak, davranış düzeltmektir.


Goethe: "Okumayı öğrenmek, sanatların en gücüdür." der.


Yeni yıla gireceğimiz bu günlerde hep yeni hedefler belirlenir ya; siz de kendinize bu yıl okuyacağınız kitapları belirleyin , ayda 1 kitap bile okursanız yıl boyunca 12 başka hayat tecrübesi edindiniz demektir.


Sağlıcakla

Aynur Görmüş


-derki.net Ocak 2020 sayısında yayımlanmıştır-


コメント


bottom of page