(8) Bütünlük İçinde Var Olabilmek
Güncelleme tarihi: 27 Eki 2021
Yaşam aslında oldukça basittir!
Onu karmaşık hale getiren insan zihnidir. Her şeyin kendi ihtiyaçları için, kendi hizmetine var olduğuna inanmak gibi bir yanılsamaya düşer. Hor kullanır her şeyi zaman zaman, şefkatsizce, sonsuz bir kaynak varmışçasına.
Doğaya karşı yaşar aslında!
Oysa doğa öyle midir? Doğada hiçbir şey insana karşı ya da insana rağmen olmaz, insan için olur. Bu bir bütünlüktür. Her şey birbirinin parçası, tamamlayıcısıdır.
İnsanın doğayla birlikte olmaya ihtiyacı vardır. Oysa doğa insan olmadan da var olabilir yaşamda ama ya insan? İnsan yaşayamaz doğa olmadan, canlılar olmadan.
Kendi düzeninde kurgulanmış bir sistemde var olabilmek, bütünü koruma zihniyetiyle başlar ve o zaman tüm canlılar için sürdürülebilir bir yaşam olur.
Bu kadar basittir işte!
Gereklilikler diye bir kavramla savrulur gider insan, doğaya, hayvana zarar vererek, yok ederek, kendini, insanı var etmeye çalışır. Oysa bütünlükle var olabiliriz, sistemde bir şeyler eksikse bu hiç birimizin faydasına olamaz.
Bütünlüğün yaşamda sağlıklı ve canlı kalabilmesi için de kaynakların limitli olduğunu, en önemlisi her şeyin herkes için olduğunu, herkesin de insandan, hayvandan, doğadan oluştuğunu her daim hatırlamayı ve hatırlatmayı unutma ey İnsan!
Yaşama isyan etme, kendine çeki düzen ver. Sen yaşama ne sunduysan onu kendi yaşamına çekecek olansın keza. Dışarda gördüğün yaşam senin oluşundan ibaret sadece. Sen kimsen bu yaşamda, yaşam da sana onu getirir.
Olanlar ne bunlardan ne ders çıkarabilirim diye bakabilir, fark edebilir, fark ettiğinde sorumluluk duyabilir, sorumluluk için de harekete geçebilirsen, her şeyi herkesle paylaşabilirsen bütün için çok şey yapmaya başlamışsın demektir.
Ya sonra ya sonuç?
Sonuç elbette önemli ama asıl önemli olan; insana diğerlerinden farklı verilen tek üstünlük, bilinçle düşünebilmek ve düşündüğü ile seçim yapabilme özelliği sayesinde deneyimledim, paylaştım, yaşamaya ve yaşatmaya gönül verdim demektir.
İşte insanca olan budur; herkesin yaşama hakkına saygı duymak! Ve bu da yetmez; yaşatmak için de bahaneler üretmeden sorumluluk alan olmak demektir.
İnsan kalabilmekse herkesin acılarını, ihtiyacını anlamaya niyetli olmakla başlar. Utanmayı bilmeyi, mahcubiyeti, adil ve ahlaklı bir şekilde yaşamayı ve yaşatmayı ister.