Bazen bedenini çok yıpranmış, yorulmuş, ruhunu fazla sıkışmış hissedebilirsin. Böyle zamanlarda zihnini, bir takım inançların desteği ile bu duygularını daha da körükler durumda yakalayabilirsin. Oluşun, ruh halin, duygu durumun, kendine inancın, gücün düşüşe geçebilir.
Ne kadar güçlü olduğuna inanırsan inan, her zorlukla baş edecebileceğini bilirsen bil ama önce insan olduğunu ve çok farklı duygulara sahip olduğunu kabul edişe geçmeli ve bu duyguları da yaşamaya izin vermelisin. Sana bu oluşu yaratan duyguları reddetme, sadece fark et. Baş etmeye, duygularınla savaşmaya da çalışma. Bu duygularının içinden geçmeye dair bir an olsun kendini serbest bırakmayı denesen
Sürekli iyiyim demek zorunda hissetme kendini, açıklama yapmak, illa da kendini ifade etmek, anlatmak, savunmak zorunda hiç değilsin. Sükunetle ve sade bir şekilde, gelen anı karşılayıp, yaşamaya baksan?
İhtiyacın olan kendine şefkatse ve bu yaşadığın sıkışmışlığı bırakmaksa bunun yolu önce bırakmak istediklerini kabul etmekten geçiyor. Direnç göstermeden, neden ben demeden, güçlü olmaya çalışmadan duygularınla hizalanmanya baksan?
Duygularına tamamen teslim olmadan, kendini onlara kaptırmadan yaşamalısın, duyguların senin sahibin değil, sen onların sahibisin, hatırlamayı da bilerek ve gelmelerine izin verdiğin gibi gitmelerini de sağlamalısın, unutma
Kendine şefkatin en güzel yolu; bedeninin ihtiyacını sezgilerini kılavuz olarak kullanarak fark edip, dinlemekten geçiyor. Lazımlara değil, bilinçle o an ihtiyacın olanla yaptığın özgür seçimlerine odaklan. İyi görünmek için ya da her şeyi en iyi yapmaya dair kontrolcülüğüne ara vermek, omuzlarının gardını biraz indirmek, yaşamda geleni kabul etmek, biraz teslim olmak nasıl geliyor kulağına
Sen’den daha kıymetli bişey yok, herkese ve kendime notumdur!
Bırak
Sağlıcakla
Comments