Sürekli bir mutluluk peşinde koşmak başarısızlığı ve tatminsizliği getirir aslında.
Bu ne demektir?
Mutluluk peşinde koşuyor olmak, onu dışarda aramaktır. Bu yüzden de sonucun başarılı olma olasılığı yoktur. Kısa süreli, geçici mutluluklar getirse de onu bulmak için çabalamanın sonuçlarını gözlemlemek gereklidir.
İnsan yaşamın içinde hep mutlu ve başarılı olmaya geldiğine inanır! Herkes nasıl en üst seviyede tatmine ulaşabiliriz, onun yollarını arayıp durur. Mutlak bir mutluluk ve başarı formülü, ya da tatmin yoktur oysa. Evrende her şey planlandığı şekilde akıp giderken, doğanın kuralları da tüm canlıların yaşamları için geçerlidir. O akışı biz insanlar, kendi zihnimizdeki inanç kalıplarıyla bozmaya çalışırız. Kendi isteklerimiz olsun diye zorlar, çabalar, itekleriz yaşamı.
Zihnimiz bize hep mutlu olmalıyım, hep başarmalıyım der durur. Oysa mutlak başarı ya da mutluluk nedir ki? Bu kavramların içi kişilerin koşullandırıldığı doğru-yanlış inançlarına göre, yaşamda yüklediği değerler ve anlamlara göre değişir. O zaman mutluluk herkes için aynı şey de değildir.
Yaşamın akışına, doğada olanlara saygı duyup düzeni bozmaya çalışmadan o akışın içinden geçmeye niyet edersek, hayata, insanlara, var olan her şeye yüklediğimiz anlamları yeniden keşfederek, zihnimizdeki dayatmalardan özgürleşebilirsek, mutluluk ve başarının peşinden koşmadan, çabaya düşmeden, zorlamadan, önümüze gelene dair olanla hizada yaşayabilirsek tatmin bir hayat sürebiliriz.
Bu dünyaya deneyimlemeye geldiğimiz şeyler vardır; bizler bunları ne zorla, çabayla peşinden koşarak elde edebilir ne de ondan dirençle kaçınabiliriz. Marifet o deneyim bize ne öğretmeye gelmiş, onun farkında olabilmekte ve onunla tamam olabilmekte. Olan hoşumuza gitmediğinde, o kısıtlı an’da görebildiğimiz ölçüde, kendi irademizle değiştirebileceklerimize dair gayrette, değiştiremeyeceklerimize dair teslimiyette kalabilmekte.
Mutluluk dediğimiz şeyleri tamamen özümüzün dışındaki somut sahipliklere bağladığımızda bunun;
· Çok geçici ve anlık bir tatmin olduğunu,
· Çabayla, zorlayarak elde edilen şeylerin sonunda bazen ağır bedeller ödemek durumunda kalınabileceğini,
· Bazen de hayrı olmayan sonuçlarla buluşabileceğimizi
fark edip, görebilmek, yaşamı ve olanı kabullenişimizi kolaylaştırır.
Çoğu zaman insan, mutluluk arayışında öylesine hırslı davranıyor ki, kendini, varoluş amacını kaybedebiliyor. Ve her şeyin kendisine karşı olduğu düşüncesiyle, sahiplik uğruna sistemle zıtlaşarak, bu çabanın mutsuzluğunu daha da arttırdığını bile göremeyecek hale gelebiliyor. Günümüz insanın durumu da maalesef ki bu; sürekli bir dışarda başarı ve mutluluk arayışı.
Oysa yaşadığımız her deneyimin sonunda, acı-tatlı, iyi-kötü, güzel-çirkin yorumlarımızı azaltmaya çalışarak, zihinden özgür, an’ da seçimlerle, olanla uyumlanarak, olumsuz olanlara değil, olumsuzların içindeki hayrı görmeye odaklanarak, kendimizle bilinçle çalışmak ve fark etmemiz gerek. Fark etmedikçe, yaşama direndikçe o da bize öğretmeye devam edecek.
Mutluluğu dışarda aramak yerine, mutlu olmaya niyet edip biz sebepler yaratalım, ama önce kendi içimizde…
Çünkü mutluluk yaşamın içinde, küçücük sebeplerde...!
Sağlıcakla ve Yaşama şükranla
Aynur Görmüş
Comentarios