top of page

121- İ l e t i ş i y o r m u y u z




Sağlıklı, samimi ve en önemlisi şiddetsiz bir iletişim dili önce düşüncelerini ve niyetini fark etmekle başlar.


Sözlerimizin seslerle buluşarak dilde yaratılmasından önce zihnimizdeki niyetini sorgularsak, söylemlerimizin amacının neye hizmet ediyor olduğunun içsel yüzleşmesini yapabilirsek ve düşünce biçimimizin genel yatkınlığının ne olduğuna odaklanabilirsek eğer, karşımızdaki ile mutlaka güçlü bir iletişim başlatmış oluruz.


İçinde şiddet içermeyen bir iletişimin en önemli kısmı da dinleme biçimimizdir. Yani geçmiş deneyimleri bir kenara koyarak, şimdimizde sadece o anda, önceki deneyimlerden arındırarak dinleyebilmektir. Elbette bu hiç kolay değildir, her yeni iletişimde ya o kişiyle ilgili önceki deneyimlerimiz şekil verir dinleyilşimize ya da yeni tanıdığımız her kişide biz kendimizle ilgili mutlaka bir benzerlik bulup, oradan ön yargı yaratarak dinleriz. Bizi tanımadığımız birinde bile önyargılı olmaya iten, etkileyen başka birini hatırlatan bir koku, bir kelime bir aksesuar, bulunduğumuz ortam kısacası her şey olabilir. Ama emin olun yargılar tamamen kendimizle ilgilidir, dinlediğimiz kişiyle ilgili değil!


Bir diğer önemli etmense değerlendirme, kıyaslama yapmadan önce gözlem yapabilmektir. Yani bu ne demek; iletişime, olana yorum katmadan olduğu haliyle gözlemleyebilmek demektir. Üzerine hikaye, yorum eklediğimiz anda o artık bizim zihnimizin görme inanma biçimiyle, geçmiş deneyimlerle birlikte bir değerlendirme yapmak olur.


Ve en önemli etmen ise samimice açık ve net duygularımızı, olanlar karşısındaki hissettiklerimizi ifade edebilme becerimizdir. İfade edilmeyen duyguların hem kendimize hem de ilişkilerimize çok ağır bedelleri olabilir.


Bilgelik yolunda olan bir insan yaşanan tüm deneyimlerini ve onların yarattığı çeşitli ve karmaşık duyguları arası geçişlerini fark etme ve yönetme, karşısındakine de aktarma becerisine sahip olma yolundadır.


Sağlıcakla

Aynur Görmüş



Comments


bottom of page